Skandal ve Çelişkilerle Dolu Bir Rapor

NEW YORK – Suriye’nin Birlemiş Milletlerdeki Daimi Temsilcisi Beşşar el Caferi; Uluslararası Güvenlik Konseyinde ‘Kaide Örgütüne tabi terör oluşumları’ olarak sınıflandırılmış örgütlerin ‘silahlı muhalif cemaatler’ olarak nitelendirilmesinin tam anlamıyla bir skandal olduğunu belirtti.

Güvenlik Konseyinin dün ‘Suriye’de insani yardımların ulaştırılmasına ilişkin 2139 sayılı kararın hayata geçirilmesiyle’ ilgili oturumunda yaptığı konuşmada Caferi; BM genel sekreterinin insani işlemler vekili Vallery Amos’un Suriye’deki insani durumlara ilişkin raporunun Suriye’deki gerçekleri bir bütün olarak almadığını ve sadece bir bölümünü yansıttığını belirtti.

Caferi raporda bir dizi çelişkinin bulunduğuna dikkat çekerken, skandal sayılacak noktaların da bulunduğunu belirtti. Nusra Cephesi ve ‘Irak ve Şam İslami Devleti’ adlı radikal terör oluşumları yada ‘İslami Cephe’ olarak bilinen tekfircilerin ‘Silahlı muhalifler’ olarak adlandırılmasının tam anlamıyla bir skandal olduğunun altını çizdi.

Suriye hükümetinin birçok kez BM genel sekreterliğine bir dizi resmi mektup gönderdiğine dikkat çeken Caferi; raporda kasıtlı bir şekilde uygun olmayan adlandırmalarla birlikte caiz olmayan bir dil kullanıldığını ifade etti.

Caferi raporda aynı zamanda Suriye’de ihtiyaç sahibi insanlar konusunda hayali rakamlar geçtiğine dikkat çekerken, Suriye hükümetinin birçok kez BM yetkililerinin uygunsuz ve asılsız rakamlar kullandıklarına dikkat çekmesine rağmen bu rakamların kaynaklarının açıklanmadığını belirtti.

Raporu hazırlayanların insani görevlerini aşarak başka konuları da dahil ettiklerine işaret eden Caferi cumhurbaşkanlığı seçimlerinin insani durumlarla ne ilgisi olduğu sorusuna vurgu yaptı.

Caferi Amos’un raporunda geçen ‘BM, şu ana dek Suriye’de yabancı militanların bulunduğu konusunda güvenilir bilgiler takdim etmekte aciz kalmıştır..’ ifadesine dikkat çekerek; Suriye hükümetinin BM genel sekreteri ve Güvenlik Konseyi başkanına yabancı radikallerin bulunduğuna dair çok sayıda belgeli resmi mektuplar gönderdiğini belirtti. Batılı yetkililerin de kendi vatandaşlarından çok sayıda kişinin Suriye’deki silahlı gruplar saflarında yer aldıklarını resmi olarak açıkladıklarına da dikkat çeken Caferi; aynı zamanda sayısız medya raporunun da Suriye’de yabancı teröristlerin bulunduğunu görüntülerle kanıtladıklarının altını çizdi.

Caferi Amos’un raporunda Suriye’de kötüleşen insani durumların asıl sebebinin terör olduğunu görmezden gelmesinin mantıksızlığına dikkat çekti. Suriye’de çokuluslu terör gruplarının bulunduğu ve bu terör gruplarının ekonomik, hizmet ve insani kurumları sistematik bir şekilde hedef aldıklarının belgelerle kanıtlanmış olduğuna dikkat çeken Caferi; bunun herkes tarafından bilinmesine rağmen Amos’un raporunda görmezden gelmesinin tuhaflığına vurgu yaptı.

Check Also

Aksa Tufanı Operasyonu… Bugünün En Öne Çıkan Gelişmeleri

İŞGAL EDİLEN KUDÜS (SANA) – Filistin direnişinin işgalci İsrail’in saldırganlığına yanıt olarak 7 Ekim’de başlattığı Aksa …